Makedonya’dan Türkiye’ye uzanan göç yolları, yalnızca tarihî birer rota değil; aynı zamanda kültürel hafızayı yaşatan köprülerdir. Manisa’da yıllardır bir arada yaşayan göçmenler, köklerini unutmadan yaşamlarını sürdürürken, bu bağları gelecek kuşaklara aktarmak adına anlamlı adımlar atıyor. Bu çabanın en güzel örneklerinden biri, MAK GÖÇ Derneği’nin son yıllarda Mavrova-Rostuşa Belediyesi ile karşılıklı olarak gerçekleştirdiği sıralı ziyaretlerdir. Dernek üyeleri, bu yıl da belediyenin 21. Kuruluş yıldönümüne katılarak, geçmişin izlerini bugüne, bugünün umutlarını ise geleceğe taşıdı. Bu karşılıklı buluşmalar, yalnızca akrabalık bağlarını değil, aynı zamanda Türkiye ve Kuzey Makedonya arasında yıllardır süregelen dostluk ve kardeşlik ilişkilerini de pekiştiriyor.

Mayıs ayının ilk günlerinde gerçekleşen ziyaret kapsamında hem dostluklar tazelendi hem de kültürel iş birlikleri güç kazandı. MAK-GÖÇ Derneği Başkanı Yeliz Deniz, Dernek Başkan Yardımcısı Arif Uslu, Mavrova-Rostuşa Belediye Başkanı Medat Kurtovski ve Belediye Meclis Başkanı Teuta Mirto ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, göçün insanları birbirinden uzaklaştırmadığını; aksine, ortak geçmiş ve değerler etrafında daha da yakınlaştırdığını bir kez daha gözlemledik.

Yeliz Deniz,  MAK-GÖÇ Derneği Başkanı: “Bu ziyaretler, bir vefa borcunun ifadesidir”

  Geçtiğimiz Kasım ayında, rahmetli başkanımız Cevdet Cömert’in ardından görevi devraldım. O, MAK-GÖÇ Derneği’nin kurucusuydu ve bu görevi bir gün benim üstlenmemi arzulardı. Burada bulunmamın nedeni sadece bir görev değil; onun mirasına sahip çıkma sorumluluğudur. Derneğimiz 1992 yılında Manisa’da kuruldu. Türkiye’deki ilk Makedonya göçmenleri derneğiyiz. Bu dernek, sadece bir hemşeri buluşması değil, kültürel aidiyeti yaşatan bir yaşam biçimi haline geldi.

Mavrova-Rostuşa Belediyesi’nin 21. yılına davet edilmek bizim için büyük bir onur. Sayın Belediye Başkanı Medat Kurtovski ve ekibine misafirperverlikleri için teşekkür ediyoruz. Bu ziyaretler sadece geçmişi anmakla kalmıyor; Türkiye’ye göç etmiş ailelerin hâlâ bu topraklarla gönül bağlarını sürdürdüğünü gösteriyor.

Mavrova-Rostuşa Belediye Başkanı Medat Kurtovski, MAK GÖÇ Derneği ile olan ilişkilerinin yıllar öncesine dayandığını şu sözlerle ifade etti:

“Dernekle çok uzun yıllardır güçlü bir bağımız var. Zira onların kökleri, belediyemizin sınırları içindeki köylerden geliyor. 1992’den bu yana Türkiye’de çok aktif şekilde çalışmalar yürütüyorlar. Belediyemizin kurulmasının ardından ilişkilerimiz daha da pekişti. Karşılıklı ziyaretlerle bu bağlar hem resmî hem de kültürel anlamda derinleşti. Bizler de Manisa’yı ziyaret ederek Yunusemre Belediyesi ile tanışma fırsatı bulduk. Şu anda Erasmus programı kapsamında ortak bir gençlik projesi yürütüyoruz ”

Arif Uslu, MAK-GÖÇ Derneği Başkan Yardımcısı: “Gençler, kültür köprüsünün taşıyıcıları olacak”

 Üç yıl önce, Erasmus+ programı kapsamında bir gençlik değişim projesi hazırladık. Hedefimiz; Türkiye ve Makedonya’daki gençler arasında kalıcı kültürel bağlar oluşturmak. Projenin ortağı olarak Rostuşa Lisesi’ni seçtik. Altı ay önce projemiz onaylandı ve şu an uygulama aşamasındayız.

Manisa’dan gençler Mavrova-Rostuşa’ya gelecek; buradaki gençler de Manisa’yı ziyaret edecek. Biz bu projeyi bir turistik gezi değil, kültürel bir köprü olarak görüyoruz. Gençlerimiz hem köklerini tanıyacak hem de farklı kültürlerle etkileşime geçecek. Dinamik bir ekibimiz var ve gelecekte daha fazla proje üretmek istiyoruz.

Teuta Mirto, Mavrova-Rostuşa Belediye Meclis Başkanı: "Gelecek İçin Umut, Geçmişe Sahip Çıkmakla Başlar"

Mavrova-Rostuşa Belediye Meclis Başkanı Teuta Mirto, MAK-GÖÇ Derneği ile kurdukları ilişkilerin daha da güçlendiğini ve geleceğe yönelik umutlarını şu sözlerle paylaştı:

“Son üç yılda MAK-GÖÇ Derneği ile kurduğumuz ilişkiler, her geçen gün daha da güçleniyor. Eski başkanlarıyla da derin bağlarımız vardı, ancak şu an bu ilişki çok daha kurumsal bir düzeye taşındı. MAK-GÖÇ Derneği’nin çalışmalarını son derece değerli buluyoruz, çünkü Türkiye’de yaşayan soydaşlarımızın, buradaki kökleriyle olan bağlarını canlı tutmalarına katkı sağlıyor. Ziyaretlerin karşılıklı olarak yapılması, bu ilişkileri daha da derinleştiriyor ve pekiştiriyor. Yıllar geçse de aileler, köklerini ve bu toprakları unutmuyorlar.”

MAK-GÖÇ Derneği’nin gerçekleştirdiği ziyaret, göçün sadece bir ayrılık olmadığını, aksine, uzaklaşan bağların yeniden keşfi, geçmişin izlerinin günümüze taşınması ve köklerle yeniden güçlü bir bağ kurulması için benzersiz bir fırsat sunduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş oldu. Bu süreç, hem duygusal hem de kültürel açıdan, yeniden buluşmanın, geçmişi hatırlamanın ve bu değerleri yaşatmanın ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koyuyor..

Fehmi Skender