Cansun Bukovets

Beyaz gizemle örtülen ağaçlar,

Çiçeklerle vedalaşmış bakir toprak ve

Hâlâ kışa direnen koruk yeşili çamlar.

Bergüzar kubbelerde beyaz örtü,

Gök kubbede kuru kavaklardan havalanan sarı serçelerin, beyaz martıların tek tük şarkıları,

Suda yeşil, kahverengi ördeklerin beyazla dansı,

Ruhları sarar eski şehirden cılız yankılar.

Beyaz köprüler ardında,

Gözleri ışıldak, burunları al, elleri ak coşkun çocukların

Kahkahaları yükselir semaya.

Aşkı bir başka şekilde kutlar,

Taş Köprü’nün altındaki pınar,

Her şeyi durularcasına, her şeyi paklarcasına, her şeyi silercesine;

Her taşında bir başka hatıra,

Yüzleri soğuk ama yürekleri sıcak insanımın dinginlik verir huzur isteyen kalplerine.

İşte böyleydi bu yadigâr kent,

Her köşe, her nokta bembeyaz,

Her bucakta sükût,

Geçmişin unutuşunda kaybolmuş,

Geleceğe gidecek olan hatıra.