Balkan Ülkelerinde Barışın Köprü ve Bekçileri Olarak İslam Dini Birlikleri” Paneli bu akşam Üsküp’te Uluslararası Balkan Üniversitesinde gerçekleşti. Boşnak Milli Meclisi ve Kuzey Makedonya İslam Birliği Başkanlığı ev sahipliğinde yapılan panele, konuşmacı olarak Bosna Hersek İslam Birliği Başkanı/Resiul Ulema Hüsein Kavazoviç, Makedonya İslam Birliği Başkanı/ Reisul Ulema Hafız Şakir Efendi Fetahu katılırken moderatörlüğü Cevat Hot yaptı. 

Programa, İslam Dini Birlikleri temsilcileri, Dini Birlikler ve Dini Gruplar Komisyon Başkanı Olivera Traykovska, Balkan Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bilal Sucubaşı, SDA Başkanı Munir Kolaşinac, T.C. Üsküp Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Mustafa Bodur ve çok sayıda davetli katıldı.

Hot, "30 yıldan sonra ilk kez Avrupalı otokton Müslümanlar işbirliği memorandumu imzalandığını" ifade etti. 

Komisyon Başkanı Olivera, “Hangi dinden olursak olalım ibadethanelerde olduğu gibi dışarıda da farklıları kabullenerek barış için mücadele etememiz gerektiğini ifade etmeliyiz. Tanırının yüzü her yerde tecelli etmemeli” dedi.

Olivera, “Barışın ister Gazzede olsun, ister Ukrayna’da olsun çocuklar hatırına biran önce gelmesi gerektiğini” ifade etti.

Allah’ın emri, “Bir insanı kurtaran tüm insanlığı kurtarmış gibidir. Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir”

Fetahu, İnsanlık için, iyi olan için çalışmamış lazım. Allah’ın emri, “Bir insanı kurtaran tüm insanlığı kurtarmış gibidir. Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir” dedi.

Allaha, dine atıfta bulunarak kendi kötü emelleri için dini ve Tanrıyı kötüye kullanmaya çalışanlara karşı sürekli mücadele etmeliyiz ve barış elçileri olmalıyız. Zülüm zahi olmadan önce harekete geçmeliyiz yoksa geç olur.


Kavazoviç, “Çok kültürlü ve etnikli olan Balkanlar için önemli olan bir ayeti burada ifade etmek isterim, “Allah isteseydi sizi bir toplum yapardık, fakat sizi farklı kıldık” denerek hayatım temellerini atmış oluyor. Eski Yugoslavya topraklarında bu temel ilkeyi iyice kavramamız gerekir. 
Osmanlının çekilmesiyle Bosna kendini başka bir dünyada buldu. Boşnaklar ve Sırplar Avusturya-Macaristana karşı savaş veridiler. Fakat Boşnaklar çok kısa zamanda yeni durumun farkında olarak bunu kabüllendi.
Dört asır Türk idaresi altında olmamıza rağmen Türkçeyi öğrenemedik. Arpça’dan sonra Latin harflerine geçilerek cahil kaldı vatandaşlar. Osmanlı devletine göç çağrıları başlamıştı. Bu hicret Bosna için büyük tehlike idi. Göçü büyük ölçüde Reîsülulemâ Mehmed Tevfik Efendi Azapagiç engelendi. Onun sayesinde Boşnaklar Bosna’da kaldı.

Hicret ile bir risale yazdı ve bu göçle büyük suç işlediklerinin altını çizdi. “Mekke Fethinden sonra hicret yok diyerek” İstanbul ulemasına bunu açıklamaya çalıştı.

Yugoslavya zamanında İki meclis bulunuyordu, Saraybosna’da ve Üsküp’te Ulema Meclisi vardı. Bunlar birleşerek Yugoslavya’da İslam Birliğini oluşturuldu. 

Biz çok müteşekkiriz, 70-80’li yıllarda Makedonya’dan gelen Hafızlar Bosna’da Ramazan ayında mukabele geleneğini devam ettirdiler. 

Üsküp, Yeni Pazar ve Saraybosna’yı inşa eden İsa Bey İshakoviç de ortak değerimizdir, onu her yıl değişik törenler ile anmamız gerekir.

Eski Yugoslavya halkaları için nasıl olmaması gerektiği konusunda en iyi örnek Srebrenitsa’dır. Bu nedenle barış her daim bizim için önem arz edecektir. Çocuklarımız için kardeş, dostça yaşamı sunamlıyız. 

Dinler arası diyalog bu topraklarda ayakta kalmamız için bize bir görevdir

Kavazoviç, konuşamasını “Çok kültürlülük, çok dinlilik zenginlik olduğu kadar, yanlış adımla, yeryüzünü cehenneme çevirebilir bununda uzak durmamız gerekir” dedi.