Sanat, ruhun bir yansıması olarak, hayatın güzelliklerini renkler, formlar ve duygular aracılığıyla aktarabilme gücüne sahiptir. Avrupa'nın kalbinde, birçok vatandaşımızın hayat ve kariyer yolculuklarını sürdürdüğü yerlerde, hemşerimiz Alit Seyadinoski, sanat eserleriyle Makedonya ve Merkez Jupa'nın ruhunu en güzel şekilde yansıtmaktadır. Zorlu ekonomik koşullar, onun resim sanatına olan tutkusunu resmi eğitimle sürdürmesini engellemiş olsa da, tutku ve azmi onu başarıya taşımıştır. Bu da Yeni Balkan gazetesinin Alit Seyadinoski ile bu röportajı gerçekleştirmesinin ve onun mesajlarını özgün bir şekilde aktarmasının başlıca sebebidir.
Sayın Alit, hayat yolculuğunuz Büyük Papradnik – Merkez Jupa'da başlıyor. Sanata olan ilginiz nasıl gelişti?
9 Mayıs 1959'da, Büyük Papradnik köyünde, Merkez Jupa'da doğdum. Sanata olan ilgim, büyüdüğüm çevrenin doğal güzellikleri ve kültürel değerlerinden doğal bir yansıma olarak ortaya çıktı. Çocuklukta ilk sanat eserlerim, öğretmenlerim ve arkadaşlarım tarafından takdirle karşılandı, bu da bana bu yolu tutkuyla takip etme motivasyonu verdi.
Sanata olan bu büyük sevginizle neden Güzel Sanatlar Lisesi'ne devam etmediniz?
Bu, hayatımın en büyük arzularından biriydi. Üsküp'teki Güzel Sanatlar Lisesi'ne kaydolmayı çok istedim, ancak ekonomik koşullarım buna engel oldu. Bunun yerine, Debre’deki "Zdravko Čokovski" Lisesi'ne kaydoldum. Bu dönemde, ilk kez yağlı boyalarla tanıştım ve bu, sanatla olan ilişkimi derinleştiren bir adım oldu.
Bu dönemdeki sanatsal gelişiminiz nasıl şekillendi?
Lisede, eserlerim tanınan ve takdir edilen işlerdi. Köyümdeki ve çevre köylerdeki insanlar, hatta Debre'den bile benden tuval resimleri yapmamı ve ticari alanlar için dekorasyonlar hazırlamamı istediler. Bu, benim için çok önemli bir dönüm noktasıydı çünkü sanatımın pratik değerini ve eserlerim aracılığıyla insanlara ulaşma yeteneğimi fark ettim.
Sanat dışında hukuk eğitimi de aldınız. Bunu nasıl dengelediniz?
1978 yılında Hukuk Fakültesi'ne kaydoldum ve başarılı bir şekilde mezun oldum. Fakülteye dair yükümlülüklerim oldukça fazlaydı ancak bunu sanat tutkumun önüne geçmesine izin vermedim. Her boş vaktimi yaratıcı faaliyetlere ayırdım. Bu disiplin ile yaratıcılığı birleştiren yaklaşımım, hem kişisel gelişimime hem de sanatçı kimliğimi şekillendirmeme yardımcı oldu.
1990'lı yıllardan beri İtalya'da yaşıyorsunuz. Bu ortam sanatınızı nasıl etkiledi?
İtalya'da, özellikle Rovigo şehrinde yaşamak benim için bir dönüm noktasıydı. Burada sanat etkinliklerime devam ettim, resim kolonilerine katıldım, kolektif sergilere yer aldım ve solo sergiler düzenledim. İtalya'nın sanat tarihi ve kültürel mirası, tekniklerimi derinleştirmenin ve eserlerime duygusal ve görsel açıdan daha güçlü mesajlar katmanın ilham kaynağı oldu.
Aileniz, sanat yolculuğunuzu devam ettiriyor mu?
Gururla söyleyebilirim ki, kızım Sanela Sejadinovska, inşaat mühendisliği mezunu, benim yaratıcı ruhumu ve sanata olan tutkumun mirasçısı oldu. Onun meslek yolu benimkinden farklı olsa da, gösterdiği adanmışlık ve yenilikçi yaklaşımı, ailemizden gelen sanatsal ruhun bir yansımasıdır.
Eserlerinizin arkasındaki ilham kaynağı nedir?
Eserlerim, çevremdeki yaşamdan ilham alır: manzaralar, insanlar ve duygular. Gördüğüm ve hissettiğim her şeyi, izleyicilerin daha derin bir düşünsel sürece girmelerini sağlayacak şekilde yansıtmaya çalışıyorum. Tarzım, figüratif empresyonizm ile karakterizedir ve yoğun gestürel hareketlere odaklanır. Günlük yaşamın güzelliklerini, izleyicinin dikkatini çekecek şekilde sunmayı hedefliyorum.
Ünlü bir sanatçı olarak akademik bilgi eksikliğini hissediyor musunuz?
Otodidak bir sanatçı olarak yolum, araştırma, deneme ve kişisel deneyimlerle şekillendi. Bazı teknik ve teorik konuları akademik sanatçılara bırakıyorum çünkü bunlar derinlemesine analiz gerektiriyor. Ancak şuna inanıyorum ki, sanatın sınırları yoktur; kalpten yaratıldığında, bu, herhangi bir akademik diplomanın çok daha ötesinde bir güce sahiptir.
Gelecek sanatçılara iletmek istediğiniz mesaj nedir?
Hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Sanat büyük bir adanmışlık ister, ancak bu süreç, derin mutluluk anlarıyla ödüllendirir. Sevdiğiniz şeylere odaklanın ve eserlerinizin sizin için konuşmasına izin verin.
İlham verici sohbetiniz için teşekkür ederim.
Ben de size teşekkür ederim. Gazeteniz, kendi ülkemden gelen ilk gazete olması ve bana bu kadar değerli ilgi göstermesi beni onurlandırdı. Başarılı bir şekilde, bizim başarılı işçilerimizi bulup mükemmel röportajlar hazırladığınız için özel teşekkürlerimi sunarım. Sanat, gelecekteki nesillere ışık tutmaya devam etsin.
Alit Sejadinoski, sanat kariyerini birçok kursa katılarak ve tanınmış sanatçılarla iş birliği yaparak geliştirmiştir, bunlar arasında ünlü akademik ressam Loris Rossi de bulunmaktadır. Kariyeri boyunca 700'den fazla sanat eseri üretmiş olup, bu eserler Makedonya'daki ve daha geniş Avrupa'daki birçok sanatseverin iç mekanlarını süslemektedir.
Yeni Balkan gazetesinin Avrupa’daki işçilerimize yönelik ilgisi, onlara yalnızca yaratmaya ve üretmeye teşvik etmekle kalmayıp aynı zamanda başarılarını artırmalarına yardımcı olmaktadır. Alit örneğinde olduğu gibi, sanat sadece fiziksel sınırları aşmakla kalmaz, aynı zamanda insanları farklı kökenlerden ve coğrafyalardan bir araya getirir, kültürel değişim için yeni yollar açar. Onun ve diğer sanatçıların eserleri, kültürümüzün Avrupa'da yaşamaya devam ettiğinin bir göstergesidir; bu, evden çok uzakta dahi, vatandaşlarımızın köklerinden ve doğdukları topraklardan bağlarını koparmadıklarını ortaya koyar.
Fehmi Skender