Yeni Balkan redaksyonu bu sefer emekli saz ve ahşap ustası Şahin İbraim’i ziyaret etti. 1957 yılında Breştani Köyü’nde doğan Şahin Usta, genç yaşlarında birçok hemşehrisi gibi gurbetin yolunu tutarak İsviçre’ye gitmiş. Çalıştığı inşaat sektöründe gösterdiği başarıya rağmen saz sevgisini asla kaybetmeyen İbraim Şahin, yıllar boyunca hobi olarak saz çalmaya devam etti. Birkaç yıl önce emekli olan Şahin Bey, artık sadece saz çalmakla kalmayıp, bu sevdayı bir adım öteye taşıyarak saz yapımına da başladı. Hayatı boyunca mesleğine duyduğu sevgi ve ahşaba olan ustalığıyla tanınan İbraim Şahin, yılların birikimiyle ortaya koyduğu eserlerle bölgemizde saygı gören bir usta haline gelmiş. Şimdi, emekliliğin tadını çıkarırken eski günlerini ve el emeğiyle dokuduğu hatıralarını bizlerle paylaştı.
YB: İsviçre'deki gurbet hayatınız nasıl başladı? Bu süreç size neler kattı?
Şahin İbraim: 1984 yılıydı; Yugoslavya döneminde işler pek iyi gitmiyordu, bu nedenle gurbet yolu göründü. Bir yolunu bularak İsviçre'ye gitmeye karar verdim. Öncelikle ailemi evde bırakarak yalnız gittim. Birkaç yıl sonra ailemi de yanımda getirdim. Gurbette yalnız geçen zaman oldukça zordu; ama ailemle birlikte olmak ve çocuklarımın iyi bir geleceğe yerleşmelerini görmek beni mutlu etti. Emekli olduktan sonra Makedonya'ya daha sık gelme fırsatım oldu. Ancak çocuklarım ve torunlarım İsviçre'de olduğundan, kesin bir dönüş yapmayı düşünmüyorum.
YB: Saz çalmaya nasıl başladınız? Bu hobiniz zamanla hayatınızın önemli bir parçası haline nasıl geldi?
Şahin İbraim: Saz çalmaya küçük yaşlarımdan beri meraklıydım. 12-13 yaşlarımda babam Türkiye’ye akrabalarını ziyaret etmeye gitmişti. Ben de babamdan Türkiye’den saz getirmesini istedim. Beni kırmadı ve bana bir saz getirdi. Fakat o dönem saz ocağım olmadığı için öğrenme şansım azdı. Kendi kendime öğrenebildiğim kadarıyla uğraştım. Zamanla İsviçre’de üstün saz hocalarıyla tanışma fırsatım oldu. Hem hocalardan hem de internette bulunan saz öğrenme derslerinden kendimi geliştirdim. Bu günlerde, profesyonel bir sazcı olmasam bile iyi saz çalmaya çalışıyorum. Ancak bu öğrenme süreci benim için hala bitmiş değil; devamlı uğraşıyorum.
YB: Saz yapımına ne zaman ve nasıl başladınız? Kendi sazınızı yapmak size ne hissettiriyor?
Şahin İbraim: İnternetten saz alarak çalmayı öğrenirken, sazın nasıl yapıldığını da merak ettim. Özellikle bazı standart ölçüler benim için ek bir ilham kaynağı oldu. Sazın teknesinin büyüklüğüne göre gereken tüm ölçüleri açık ve net bir şekilde belirlenmiş. Ben zaten ahşap ve ahşap ustalığından anladığım için saz yapımına da odaklandım. İlk sazımı büyük bir heyecanla yaptım. Çok mutluydum; inanılmaz mutluydum. Ondan sonra birçok saz yaptım ve yapmaya devam edeceğim. Sazların yapımını büyük bir istek ve keyifle gerçekleştirdiğim için her bir saz benim için birer eser niteliğinde. Bu istek bitmedi ve asla bitmeyecek. Şimdi bile sazlar yapmaya devam ediyorum..
YB: Ahşap işleriyle ilgilenmeye nasıl başladınız? Ahşap sanatı ve üretim süreci sizin için ne ifade ediyor?
Şahin İbraim: Rahmetli dedem ahşap ustasıydı. Çocukluğumda dedemin atölyesini sık sık ziyaret eder, onun çalışmalarını yakından takip ederdim. Dedem, hem bana olan sevgisini hem de ilgime duyduğu mutluluğu saklayamazdı. Ara sıra bana rende ve diğer ahşap işleme aletlerini vererek titizlikle öğretirdi. Yapamadığım işler için, "Büyüdüğümde yaparım," diyordum. Ahşap işleme merakım o zamandan beri içimde doğmuştu ve asla bitmeyecek. Ahşap sanatı benim için yalnızca bir meslek değil; aynı zamanda bir tutku ve yaşam biçimidir.
YB: Emeklilik döneminizde ahşap işlerine ve saz yapımına daha fazla zaman ayırmak hayatınıza nasıl bir anlam katıyor?
Şahin İbraim: Emekli olduktan sonra fazlasıyla boş vaktim oldu. Bu, ahşap işleri ve saz yapımına daha fazla zaman ayırma fırsatı sundu. Yaptığım sazlarla türkülerimizi söylemek, anlatılamayacak bir mutluluk hissi veriyor. Bu süreç, hayatıma anlam katarken aynı zamanda geçmişe duyduğum özlemi de gidermeme yardımcı oluyor. Her bir saz, benim için sadece bir nesne değil; duygularımı, anılarımı ve sevgimi yansıtan birer eser haline geliyor.
YB: Yaptığınız eserleri ve sazları sergilemeyi veya satışa sunmayı düşünüyor musunuz?
Şahin İbraim: Yaptığım sazları satmıyorum. Ancak benim gibi saz meraklıları varsa, onlarla birlikte saz çalmaktan büyük mutluluk duyarım. Sazlarım, benim için sadece birer nesne değil; dostluk ve paylaşımın bir simgesi. Bu nedenle, eserlerimi paylaşmayı ve saz dostlarıyla bir araya gelmeyi tercih ediyorum.
YB: Gençlere ahşap işleri ve el sanatlarıyla ilgilenmeleri konusunda bir tavsiyeniz var mı?
Şahin İbraim: Tüm gençlere ahşap ve el sanatlarıyla ilgilenmelerini içtenlikle tavsiye ediyorum. Bu, sadece bir hobi değil; aynı zamanda köklerimize, kültürümüze ve geleneğimize bağlı kalmanın bir yoludur. Özellikle Türk halk müziğimizi, sazlarımızı ve geleneklerimizi unutmamalıyız. Bu değerler, ruhumuzu besleyen ve bizleri birbirimize bağlayan birer mirastır. Ahşap işlemek ya da saz çalmak, geçmişle gelecek arasında bir köprü kurmak demektir. Gençlerimizin bu sanatları öğrenerek yaşatmaları, hem kendilerine hem de toplumlarına büyük bir zenginlik katacaktır. Unutmayın, her bir ahşap parçasında ve her bir nota da, bizden sonraki nesillere aktarılacak bir hikaye saklıdır..
Fehmi Skender