Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en önemli yapı taşıdır. Bu yapının temeline ömrünü adamış isimlerden biri de hiç şüphesiz Melahat Tahir hocamız’dır. Üsküp’ün köklü eğitim kurumlarında geçen 40 yıllık meslek hayatı boyunca binlerce öğrenciye sadece bilgi değil, aynı zamanda ahlak, sevgi ve sorumluluk aşılayan Melahat Tahir, eğitime adanmış bir ömrün büyük kahramanıdır. Onunla gerçekleştirdiğimiz bu samimi söyleşide hem öğretmenliğe olan tutkusunu hem de topluma ve gençliğe dair güçlü bakış açısını yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Röportajımız bu hafta Üsküp’ten..
YB: Kendinizi tanıtır mısınız?
Melahat Tahir: Ben Melahat Tahir, İlk öğrenimimi “Tefeyyüz” İlkokulu’nda tamamladıktan sonra Eczacılık Meslek Lisesi’nden mezun oldum. O dönemde Üsküp’te eczacılık fakültesi bulunmadığı için Pedagoji Yüksekokulu Biyoloji-Kimya Bölümü’ne kaydımı yaptırdım ve buradan 1975 yılında mezun oldum. Meslek hayatıma Tefeyyüz İlkokulu’nda başladıktan sonra, o zamanki adıyla “Yane Sandanski”, şimdiki adıyla “Yaşar Bey” İlköğretim Okulu’nda 40 yıl boyunca biyoloji ve kimyaöğretmeni olarak görev yaptım. On yıl önce emekliye ayrıldım. Bu mesleği seçmemdeki en büyük etken, başta babam olmak üzere aile büyüklerimin öğretmen olmasıdır.
YB: Biyoloji-kimya alanını seçmenizdeki en büyük etkenineydi?
Melahat Tahir: Bu alana yönelimim, ilkokul yıllarında ve eczacılık eğitimi almaya başladığım dönemde oluştu. İçimdeki doğa sevgisi ve doğada meydana gelen değişimleri gözlemleme isteği beni bu alana çekti. Öğretmenliğe başladıktan sonra, öğrendiğim bilgileri öğrencilerime uygulamalı şekilde aktarmak benim için büyük bir mutluluk kaynağı oldu. Çağın ilerlemesi ve bilgisayarların hayatımıza girmesiyle birlikte bu bilgilerin elektronik ortamda sunulması, hem benim hem de öğrencilerimin ilgisini büyük ölçüde artırdı.
YB: Öğrencilerin farklı ihtiyaç ve özelliklerine rağmen nasıl bir eğitim yaklaşımı benimsediniz?
Melahat Tahir: Kız ve erkek öğrenciler arasında hiçbir ayrım yapmadan çalıştım. Her öğrenciyi kendi evladım gibi görerek, toplumumuzun değerlerine uygun bireyler yetiştirmeye özen gösterdim. Biyoloji ve kimya dersleri dışında, Türk-İslam değerlerine bağlı şahsiyetler yetiştirdiğime inanıyorum. Her dönemde başarılı öğrencilerimle çeşitli yarışmalara katıldık ve bu yarışmalarda birçok önemli başarıya imza attık. Bu başarılarımız sayesinde birçok kurumdan takdir ve ödüller aldım. Meslek hayatım boyunca Türkçe eğitim vermek ve güzel Türkçemizi yaşatmak, bu mesleğin en kıymetli yanlarından biri olmuştur. Benim öğretmenliğimden önceki dönemlerde kız çocuklarının okula gönderilmemesi gibi vakalar yaşanmış olsa da, kendi görev süremde böyle olumsuz örneklerle karşılaşmadığımı belirtmek isterim.
YB: Emekli olsanız da öğretmenlik tutkunuzu nasıl sürdürüyor ve hangi projelere odaklanıyorsunuz?
Melahat Tahir: Emeklilik hayatımda en büyük projem, torunlarımla ilgilenmek, derslerine yardımcı olmak ve onları topluma yararlı bireyler olarak yetiştirmektir. Hem çalışma hayatımda hem de emeklilik dönemimde Makedonya Türklerinin en büyük sorunlarından biri olan ders kitaplarının eksikliğiyle karşı karşıya kaldım. Ana vatanımız Türkiye'nin değerli kurumu olan TİKA’nın desteğiyle bu sorun büyük ölçüde giderildi. Gelecekte de bu tür desteklerin devam edeceğine gönülden inanıyorum.
YB: Yeni nesil öğrencilerde ne gibi değişiklikler gözlemliyorsunuz? Eğitimde gelecekte hangi yenilikleri görmeyi umuyorsunuz?
Melahat Tahir: Yeni nesil öğrencilerde büyük değişiklikler gözlemliyorum. Dijitalleşen dünyada bilgiye ulaşım çok kolaylaştı. Ancak yapay zekânın da etkisiyle ne yazık ki gençlerin okuma alışkanlıklarından uzaklaştıklarını üzülerek görüyorum. Yetkililerin bu konuda daha bilinçli ve sağduyulu hareket ederek uygun çözümler üreteceklerine inanıyorum. Karışık evlilikler sonucunda Türk öğrencilerin sayısında azalma yaşansa da, ailelerin bu konuda daha bilinçli davranarak çocuklarını anadilimizde eğitime yönlendirmeleri, Türkçemizi yaşatmaları ve kültürel kimliğimize sahip çıkmaları son derece önemli ve beni derinden mutlu eder.
Melahat Tahir Hanım’ın sözleri, bir öğretmenin sadece sınıfta değil, hayatın her alanında öğrencilerine örnek olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Emeklilik dönemini bile eğitime katkı sağlama çabasıyla sürdüren bu değerli eğitim neferi, Makedonya Türk toplumu için bir ilham kaynağıdır. Onun hikâyesi, öğretmenliğin sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi olduğunu bizlere hatırlatıyor. Türkçeye, kültüre ve genç nesillere olan bağlılığıyla Melahat Tahir Hanım, ardında silinmeyecek izler bırakmaya devam ediyor. Başarı dolu hayatlara ışık tutmaya devam edengazetemiz, nice ilham veren hikâyeyle sizlerle buluşmayı sürdürecektir.
Fehmi Skender