Kısa bir zaman önce, Neo-Selefi hareketlerinin Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Balkanlara yerleşme ve bölgedeki Müslümanları dönüştürme faaliyetlerinin incelendiği kapsamlı bir çalışmayla doktora tezini savunan Meral Jahja ile tezi üzerine bir konuşma gerçekleştirdik. Meral Jahja, doktora tezi çalışmaları ve öneminden bahsetti.
Öncelikle okurlarımıza kendinizi tanıtır mısınız?
Meral Jahja. 1973 Kalkandelen doğumluyum. İlkokulumu Kalkandelen’de liseyi de Üsküp İsa Bey Medresesi’nde tamamladıktan sonra üniversite eğitimime Türkiye Cumhuriyeti’nde devam ettim. 1996 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum. Mezuniyetten hemen sonra Kuzey Makedonya’ya geri döndüm ve burada önce Kalkandelen Müftülüğüne bağlı Yukarı Çarşı Camii’nde muallimlik görevi, daha sonra ise 2004 yılında faaliyete geçen “İSA BEY” Medresesi Kalkandelen Kız Şubesi’nde öğretmen olarak görev yapmaya başladım. 2014 yılında, Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü’nde uzman olarak görev yapmak üzere tekrar Türkiye’ye geldim. 2017 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı'nda Prof. Dr. Muhammet Altaytaş’ın danışmanlığında Son Dönem Makedonya Alimlerinden Kemal Aruçi Ve Kelâmî Görüşleri başlıklı yüksek lisans tezimi savundum. Bu sene de yine, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Balkan Çalışmaları Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Muhammet Altaytaş hocamızın danışmanlığında “Balkanlarda Neo-Selefi Hareketler-Bosna Hersek, Kosova, Kuzey Makedonya” başlıklı doktora tezini savunarak Doktor ünvanını almaya hak kazanmış bulunmaktayım.
Doktora teziniz hakkında bilgi verir misiniz?
Tezde, son iki asırda dünya tarihinde teopolitik olarak önemli roller icra eden, bilhassa geçen yüzyılın son çeyreğinden itibaren gündemdeki yerini pekiştiren Neo-Selefi hareketlerin Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Balkanlara yerleşme ve bölgedeki Müslümanları dönüştürme faaliyetleri incelenmiştir.
Tezimiz meselenin arka planı, boyutları, önemi, muhtevası, hedefi, yöntem ve kaynaklarının ele alındığı Giriş kısmından başka üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Neo-Selefiliğin kavramsal çerçevesi ve tarihi arka planı ele alındıktan sonra genel olarak temel fikirleri ve ekollerinden hareketle Neo-Selefilik tarif ve tasvir edilmiştir. İkinci bölümde Bosna Hersek, Kosova ve Kuzey Makedonya’daki Müslümanların Osmanlı sonrası dönemdeki dinî durumları ve kurumsallaşması ile Neo-Selefi hareketlerin bölgeye girişi, faaliyetleri ve davet metodları hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde Balkanlar’daki Neo-Selefi grupların kendilerine özgü görüşleri, söylemleri ve yöntemleri tasvir edilerek Balkanların Hanefî-Mâtürîdî çizgisindeki Ehl-i Sünnet geleneği açısından tahlil edilmiştir.
Tezinize ne zaman başlayıp, ne zaman tamamladınız?
Doktora eğitimim 2018-2019 Eğitim Yılı Güz Dönemi’nde başladı. Tabi doktora programı uzun soluklu bir çalışma sürecini gerektiren bir eğitim aşamasını teşkil etmektedir. Ders aşamasından sonra danışman atanması, yeterlilik sınavı ve tez önerisi gibi süreçlerin de tamamlanması ile tez aşamasına geçmiş olduk. Bu aşama da, tez çalışmalarını denetleme amacıyla kurulmuş olan Tez İzleme Komitesi’nin altı ayda bir düzenlediği toplantılarında yer alan başta tez danışmanım Prof. Dr. Muhammet Altaytaş'ın rehberliği ve Prof. Dr. Abdullah Taha İMAMOĞLU ve Doç. Dr. Sabri Can SANNAV’ın kıymetli katkılarıyla tamamlanmış oldu. Ve nihayetinde 22 Temmuz’da Prof. Dr. Mehmet Dalkılıç, Prof. Dr. A. Taha İmamoğlu, Doç. Dr. Sabri Can Sannav, Dr. Öğr. Üyesi Mikail İpek ve Danışman Hocam Prof. Dr. Muhammet Altaytaş’dan oluşan jüri karşısında tezimi savundum.
Bu konuyu tercih etmenizin nedeni neydi?
Neo-Selefilik uzun bir süredir dünya gündemini meşgul eden önemli, güncel bir konudur. Bu hareketler, Yugoslavya Federasyonu’nun dağılmasıyla birlikte bağımsızlığını ilan eden ülkelerin tranzisyon sürecinden geçtiği bir dönemde bölgeye akın ettikleri görülmektedir. Geçmişe, ümmetin nezdinde hürmetli bir yere sahip olan ilk üç nesil Müslümanlara atıfta bulunan ancak dini yorumlamada daha öncesinde rastlanmayan bir üslup ve tavır içerisinde olan bu hareketlerin söylem, iddia ve tezlerinden yola çıkarak din anlayışları tespit edilip bölgede yer etmiş olan Ehl-i Sünnet merkezli Matürîdî-Hanefi İslâm anlayışının vücut verdiği kadîm Balkan Müslümanlığı açısından anlamı tartışılmıştır. Özet olarak söylemek gerekirse bu çalışma, çevremizde olup bitenleri bilimsel yöntem vasıtasıyla anlama ve anlamlandırma çabasının bir eseridir.
Çalışma sürecinizi biraz anlatır mısınız? Nasıl bir süreç geçirdiniz?
Tez çalışması çok zor bir döneme rastladı. Önce Koronavirüs Pandemisi ortaya çıktı. Tam buna uyum sağladık gibi göründüğünde içimizi yakan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremi ile karşı karşıya kaldık. Bu her iki olayın yıkıcı tahribatı zaman zaman çalışma motivasyonumuzu düşürse de, çoğunlukla zor şartların insanı daha çok çalışmaya yönlendirdiğini bu süreçte bir kez daha görme imkânımız oldu.
Tez çalışmasında bir yandan ilgili kaynak ve literatürün taranması suretiyle Neo-Selefi kavramının temellendirilmesine çalışıldı. Diğer taraftan araştırma konumuzu teşkil eden Neo-Selefiliğin günümüzde yaşayan bir dinî hareket olmasından dolayı, sosyal değişme olgusu çerçevesinde sosyopolitik ortamın özelliklerine göre şekillenmesini takip edebilmek için Balkan Neo-Selefi temsilcilerinin söylem, iddia ve tezlerinin yer aldığı yazılı ve görsel yayın faaliyetlerinden yararlanıldı. Böylece hareketin kendisi doğrudan takibe alınmış ve kendilerine ait internet sitelerine yükledikleri yazılı ve sesli dosyalar ile birlikte bireysel görüşmeler esnasında tutulmuş notlardan yararlanılmıştır.
Bu çalışmanızın gelecek nesillere ne gibi faydası olacak? Hangi açıdan yararlı olacak?
Bu çalışma, genelde Neo-Selefiliğin özelde ise Balkanlar’daki Neo-Selefilerin yapısı, rolü ve etkisini anlamak, akademik çerçevede takibini yaparak günümüzde geldiği noktayı bilimsel bir gözle izlemek açısından önemli bir çalışmadır. Ayrıca, Balkanlar’daki bu yeni dinî oluşumları anlamaya yönelik çabamız Balkan Müslümanlarının sosyal, siyasi, iktisadi ve dinî görünürlüklerinin sıhhatine de önemli katkılar sağlayacaktır.
Bundan sonraki çalışmalarınız arasında neler var?
Biz bu çalışmada Bosna Hersek, Kosova ve Kuzey Makedonya özelinde Balkanlar’daki Neo-Selefilerin ortaya çıkışı, gelişimi ve hâlihazırdaki durumunu bir bütün olarak ele alıp açıklamaya çalıştık. Çalışmalarımızın devamında da yine Balkan Müslümanlarının toplumsal yaşamını etkileyen durumlar üzerinde yoğunlaşmayı planlamaktayız.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Hem Neo-Selefiliğe hem de bölgede yerleşik olan Hanefi-Matürîdî çizgisindeki Ehl-i Sünnet’e bağlı geleneksel din anlayışına dikkat çekmeyi amaçladığımız bu çalışmanın ilerde yapılacak daha detaylı çalışmalara kaynaklık etmesini temenni etmekteyiz.